Gülümse ve Mutlu Ol
-
01.09.2012
Mutluluk, insanlığın ortak amacıdır. Herkes kendi anlayışı içerisinde mutlu olmak ister. Bu nedenledir ki, mutluluk anlayışı da insandan insana değişir. Mutluluk su içmek, nefes almak gibi doğuştan bize verilmiş bir yetenek ya da yaşamanın şartı değildir. Çocukluğumuzdan başlayarak, kişiliğimizle geliştirdiğimiz kültür, zeka, anlayış ve akıl birikimi ile olgunlaştırdığımız bir yaşam biçimidir.
Mutluluk kapısının ilk anahtarı, mizah ile haşır neşir olabilmek ve gülme becerisidir. Yaşadığım kadarıyla ve tecrübelerimle çok önemli bir tespitim, "Gülen yüzün, insan gönlüne açılan duru, temiz bir dağ havası güzelliğindeki ayna" oluşudur.
Gülen gözler güneş gibidir, içimizi ısıtır. Sanatın tüm dallarına karşı içten ve fazla sevgim vardır. Her birini ayrı ayrı severim ama resim ve fotoğraf benin tutkumdur. Ofisimde ziyaretime gelen dostlarımla mutlaka fotoğraf çektiririm. Eğer poz verirken yüzü gülmeyen olursa mutlaka gülmelerini en azından gülümsemelerini ister ve bu konuda ısrarcı olurum.
Gülümseyerek çektirilen foroğrafların yarattığı o bir iki dakikalık mola bile birden odanın havasını değiştirir, sıkıcı belki de gergin iş ortamını neşeli ve mutlu bir ortama dönüştürür.
Neşeli ruh zenginliktir. İyimser olabilmek değerli bir alışkanlıktır. Günümüz dünyası, kederlerle, acılarla, açlık sorunlarıyla, hastalıklarla, küçüklü büyüklü savaşlarla, terör belalarıyla yaşamak durumundadır. Böyle bir dönemde bile sevinç ve neşe veren insanlar, umut ve cesaret aşılayabilen insanlar Allah'ın birer lütfudur.
İnsanı sevmek mutluluktur. Paylaşmanın bizlere sunduğu "Vermek" eyleminin içinde saklı bir cevherdir. Mutluluk, kökleri başka insanların kalplerine uzanmış ve onların sevgisi ile beslenen bir ağaçtır. Bu ağacımız ne kadar çok kalbe kök salmışsa bizdeki sürekliliği de o kadar çok ve uzun olur.
Kişiliği geliştirerek, başkalarına faydalı olabilme davranış ve alışkanlık yeteneklerini geliştirebilme, mutluluk kapısının ikinci anahtarıdır. Sevmeyi ve vermeyi bilen ve yaşayan insan, nasibinin ne yazık ki günümüzde parmakla gösterilebilecek kadar azdır ve ne mutlu onlara ki, iyi ve hayırlı insanlardır.
Yüzleri güldürerek gülmek en gerçek gülüştür ve en yalın mutluluktur. Tıp dünyası, psikoloji bilimi kahkahanın, gülmenin doğal bir ilaç olduğunu vurguluyor. Özellikle yabancı basında sık sık rastladığım haberlerden öğrendiğim kadarıyla, "Kahkaha Seminerleri" ya da "Hastane Palyaçoluğu" gibi girişimlerin insan sağlığına çok olumlu katkıları tespit edilmiştir.
Mizah ve gülme üzerine yaptığı bilimsel çalışmalar ve konuşmalarla dünya çapında ün yapan hemşire Patty Wooten, "Gülmek Güçlü Bir İlaçtır" başlıklı konuşmasında, "Mizah, zorluklar karşısında neşelenecek şeyler bulabilme yeteneğidir. Mizah duyumuz her hangi bir zamanda mutluluk ya da neşe bulmamıza yardım eden idrak keskinliği verir. Stresten geri çıkabilme yeteneğimizi arttırır ki, vücudumuzun bağışıklık sistemi de mizaha karşı aynı tip tepki vermektedir," sözleriyle mizahın ve gülmenin insan sağlığıyla yakın ilişkisini anlatmaya çalışmıştır.
Einstein, "ancak gülümsediğiniz zaman insana benzersiniz," demiştir. Çeşitli sohbetlerde doktor dostlarımın, "Neşeli olmak, kendinize ve başkalarına yapabileceğiniz en büyük iyiliktir. Neşe ve gülümsemede çekim gücü vardır.
Yaşamınıza iyi ve güzel insanları ya da olayları çekecektir," deyişlerini çok duymuşumdur.
En dramatik olayında bile, iri dişlerini en doğal haliyle göstererek seyirciye gülümseyen rahmetli Kemal Sunal, son elli yılda Türk toplumunun en güçlü neşe kaynağı olmuştur. Hala gösterilen filmleri ile aynı coşku ve etki ile ruhumuza ulaşmaktadır. Eminim ki Kemal Sunal, yukarıdan bir yerlerden bizleri gözlüyordur ve tüm sıkıntılarımız içerisinde gülümsemeyi anımsatmaya çaba gösteriyordur.