“KOBİ”ler ekonomimizin geleceğidir


  • 01.01.2017

    Değerli okurlarım; geride bıraktığımız 2016 yılı için hiç de iç açıcı sözler söyleme şansımız yok. Bütün olumsuzlukları bir kenara bırakarak ve her şeye rağmen 2017 yılının ülkemize sevgi, dostluk, barış getirmesini, aydınlık günlerde, kardeşçe yaşamamızın önünü açmasını bütün kalbimle diliyorum.

    Dünyanın geleceği ekonominin, üretimin, hakça paylaşımın, planlı çalışmanın, inovasyon peşinde koşmanın ve bilginin gelişmesine bağlanmış durumda. Bu oluşumun kilit noktası hiç kuşku yok ki, ekonomik büyümedir. Ekonominin lokomotifi ise, sokaktaki vatandaşın düşündüğü gibi çok ünlü markalar, şirketler değil, “Küçük Orta Büyüklükte Şirketler” dediğimiz “KOBİ”lerdir.

    “KOBİ”ler, küreselleşmenin yarattığı acımasız rekabet ortamında ulusal ekonomilerin gelişmesi ve korunması açısından önemli bir işlev üstlenmektedirler. Dünya genelinde iş gücünün yüzde 60’ını oluşturan “KOBİ”ler genel durumları itibariyle ara bölgededirler. Bir tür gri alandadırlar ve yüzleri yukarıya dönük, hedefleri daha büyümeye yöneliktir. Devletler yardım ve destekleri ile onları teşvik etmektedirler.

    Ülkemizde, “Süper Teşvik Dönemi” olarak kabul edilen 2017 ekonomi planlamasında “KOBİ”lere yüzde 4,4 büyüme planlanmıştır. Yatırımlar

    78 milyar liraya çıkarken, reel sektöre 32,4 milyar lira destek düşünülmekte. 2017’de Yüksek Planlama, yatırımcının talebine göre teşvik uygulaması başlatıyor. Yine aynı yıl, yatırımcı için “Süper Teşvik” dönemi başlıyor. KOBİ’ler için 1,1 milyar dolarlık destek öngörülürken, esnafın finansman maliyeti de düşürülüyor. Tarımsal kredilerde de faiz desteği yüzde 37 artıyor.

    İşini kuracak girişimcilere KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı ) 70 saat sürecek eğitim veriyor. Ücretsiz olan bu eğitim, KOSGEB şubeleri, belediyeler, üniversiteler, sanat ve meslek kursları, “Sanayi ve Ticaret Odaları”nın işbirliği ile gerçekleştiriliyor.

    Unutulmamalıdır ki, KOBİ üretir, esnek üretim yapısına sahiptir. Yereldir, orta sınıfı güçlendirir ve işsizliği azaltır. KOBİ çoğunluktur, dengeli ve sosyal kalkınma sağlar. Dinamiktir, yenilikçidir ve fırsatları zamanında değerlendirir. Ekonomide yan sanayi oluşturur, büyük işletmelere hammadde ya da yarı mamul gibi girdiler üretir ve onların gelişimini sağlamış olur. Rekabet ortamı yaratarak, ekonomik canlılık kazandırır.

    “İş Dünyası” dünya genelinde yatırım, büyüme, inovasyon, “4.0 Sanayi Devrimi”ne ayak uydurma yarışında. Yalnız yaşadığımız zaman itibariyle gelişmiş ülkeler bile ekonomik durgunluk, belirsizlik, terör korkusu, yarınların endişesi ile karşı karşıya.

    Dünyanın dev şirketlerinin, holdinglerinin “CEO”ları, düşünce adamları, dengeli büyüme için geniş kapsamlı bir dünya ekonomisi oluşturma peşindeler. Güçlü, planlı, sürdürülebilen, dinamik bir küresel ekonominin temelinin ya da ana hatlarının arayışı içindeler. Günümüz şartlarında ise küresel ekonomi, zorlayıcı ve büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Çünkü sürdürülebilir bir büyümenin sağlanabilmesi için refahın dengeli bir biçimde dağıtıldığı politikalar gerekli. Dünyanın büyük ve lider ülkeleri bu gerçeğin bilincinde.

    Ayrıca önümüzde duran bir engel ki bunu, anlayış eksikliği ya da yaklaşım hatası olarak da isimlendirebiliriz, tüm kaynaklarımızın daha çok tüketim ve savaşlara harcanmasıdır.  Sonuç, dünya genelinde huzur kalmıyor, terör korkusu insanları bunaltıyor, maddi ve manen yoksullaşıyoruz.

    Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, ülkemizde de global ekonominin etken bir adımı olan KOBİ’lerin doğması, büyümesi, gelişmesi ve korunması için uygun politikalar geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Ekonomideki canlılığın barometresi KOBİ’lerdir ve bu global bir gerçektir.

    Hem kaliteli hem de verimli üretim yapılması adına ülkemizde KOBİ’lerin rekabet gücünü arttıracak hususlar temel politika metinlerinde yer almakta ve destek mekanizmaları oluşturulmaktadır. Bu çerçevede KOBİ stratejisi ve eylem planında yer alan beş adet “Strateji Alanı” fevkalade isabetli seçimlerdir;

    *Girişimciliğin desteklenmesi

    *İşletme geliştirme

    *Uluslararası pazarlarla bütünleşme

    *İş ortamının iyileştirilmesi

    *Teknoloji ve yenilikçi kapasitenin geliştirilmesi

    çerçevesinin yanı sıra, KOSGEB tarafından sağlanan,

    *Girişimciliği desteklemek ve yaygınlaştırmak

    *Kaliteli ve verimli mal/hizmet üretilmesini sağlamak

    *Yurt içi ve dışı pazarlama

    *Tanıtım-fuar-eğitim desteği

    avantajlarını da göz ardı etmememiz gerekiyor.

    Tüm dünyadaki “KOBİ”ler istihdam hacmi, üretim değeri, gelişmeye ve piyasa koşullarında değişikliklere uyum sağlamakta ve sosyal kalkınmayı hızlandırma özellikleriyle ekonominin can damarıdır. Teknolojik yeniliklere yatkınlık, politik ve sosyal yaşamın istikrar unsuru olarak liberal ekonominin temel taşıdır.

    Şu bir gerçek ki, Türkiye’de tüm işletmelerin yüzde 99’u KOBİ lerden oluşmaktadır. “KOBİ”ler büyürse Türkiye büyür. O nedenle “KOBİ”lere yapılan yatırım ve desteğin ne denli önemli olduğunu tekrar tekrar söylemek istiyorum ve diyorum ki:

    -Evet, "KOBİ"ler ekonominin geleceğidir.