Dostumuz Yaşama Umudumuzdur


  • 01.11.2016

    Çeşit çeşit insan var. Her birinin değişik karakter yapısı, ruhsal olgunluk durumu, kültür düzeyi, iletişim anlayışı, söz söyleme ve dinleme alışkanlıkları var. Sorunlar da bir o kadar çeşitli; mutluluklar, mutsuzluklar, yalnızlıklar, çaresizlikler var. Her biri için çözüm yolları da o denli birbirinden farklı.

    Ancak tüm sorunlara, yaşamın zorluklarına, monotonluğuna, yalnızlık acısına, korku ve endişelere iyi gelen tek ilaç var: Arkadaşlıktan da öte gerçek bir dostluk!.

    İnsanın sorunları çözülmesi zor bir yumak haline gelmişse tek çaredir iyi bir dost. Dost dediğimiz su gibi, ekmek gibidir. Yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Senin ona ne zaman ihtiyacın olduğunu bilir ve anında yanında olur. Bir süre aramasan da kırılmaz, darılmaz, sevgisi eksilmez. En darda olduğunda ya sesiyle, ya düşünceleriyle ya da varlığıyla hemen yanı başındadır.

    Dostumuz kalbimizin ve beynimizin yaşam enerjisidir. Sahip olduğumuz şeyleri paylaşabileceğimiz, inanacağımız ve kendisine zaman ayıracağımız kişidir. “Dostluk” ekonomik ve sınıfsal farklılıklar gözetmeksizin mutluluğun gerçek tanımıdır.

    Dost ile sohbet, yardımlaşma, birbirine güç vermek, farklı düşüncelere sahip olunsa da birbirini olduğu gibi kabul etme, birbiri için var olma yaşama anlam katan özelliklerdir. Dost, kişinin dünya ile arasında yaşadığı kaçınılmaz çatışmaların  yorgunluğunu ve acısını az da olsa azaltır. Yaşamı dar ve sıkıntılı dört duvar arasından kurtarır. Çünkü dost insan için güvenli bir sığınaktır, sadakattir, paylaşımdır. Yaşamın farkındalık düzeyini renklendiren manevi kapısıdır. Dostluk yaşamın umududur.

    Yalnız üzülerek belirtmeliyim ki, kırk yıllık dostların birbirini yok saydığı, selamı bile esirgediği günleri yaşıyoruz. Hesap yapmaktan,, çıkar ilişkilerini izlemekten dostluk kurmaya zaman ayırmayanların sayısı hızla artıyor. Oysa dostluk ya da dostlarımız tam da böylesine, bireysel çıkarların insani duyguların önüne geçtiği günümüz dünyasında insani değerlerimizin, birikimlerimizin, kültürel kimliğimizin çürümesine set çeker.

    Dostluğa ve dostlarımıza sahip çıkarsak, yaşama sevincimize artı güç, enerji kazandırırız. Mutlu oluruz. Ünlü düşünür-yazar Montaigne, çok sevdiği dostu La Boétie için, “Böyle bir şans insana üç yüz yılda bir rastlar,” ifadesini kullanmıştır. Balzac’ın tespiti ise, “Felaketin bir iyiliği varsa, hakiki dostlarını tanımasıdır,” olmuştur. Oscar Wilde  dostluktaki çok farklı bir erdemden söz eder: Bir dostun üzüntüsünü herkes paylaşabilir fakat başarılarına içtenlikle sevinmek bir ruh özelliği gerektirir.

    Herhangi bir tanıdık ya da arkadaşı geç vakitte ararsak rahatsız olur, bunu anlarız. Dost ise, “Derdini anlatmak için neden bu saate kadar bekledin?” diye sorar. Tanıdık, bir tartışmadan sonra her şeyin bittiğini düşünür. Dost ise sizi tereddüt etmeden ve zaman yitirmeden arar.

    Tanıdık, sıkıntınız olmadığında yanınızdadır. Dost ise sıkıntınız olduğunda sizi tek başınıza bırakmaz, dinler, çare arar ve bulur. Tanıdık, zaaflarınızı öğrenirse onları kullanabilir, dost ise onları örter ve gidermenize yardımcı olma yolunu tercih eder.

    Dostluk, yaşamın gri-karanlık yönlerine ışık olur, dağıtır. Bireyselliğin yaygınlaştığı, egoların ön planda olduğu ve hızla çoğaldığı bu süreçte, dostluğa sahip çıkmalıyız. Yaşam sevincimiz, mutluluğumuz arkadaş ve dostlarımızın sayısı oranında artar. Onlara sevgi ve destek vererek gönüllerimizi rahatlatır ve iç huzura kavuşuruz.

    Romalı ünlü bilim ve devlet adamı Cicero dostluğu, “Karşılıklı doğal çekime ve erdem sevgisine dayalı, karakter benzerliğinden kaynaklanan samimi bir ilişki” olarak idealize eder ve “Kutsal ve insani her konuda tatlı bir duygu birlikteliği içeren ve bunu nazik duygular ve bağlılığın da eklendiği bir ilişkidir,” şeklinde tanımlar.

    Günümüzde modern bireylerin ilgi alanları, yükümlülükleri, bakış açıları, kişiliklerinin çeşitliliği dostlar arasında bazı anlaşmazlıklara yol açabilir. Bunu aşmak için,

    Hoşgörü

    Empati

    Anlayış

    Sevgi

    ve gerektiğinde susmak ve susarak cevap vermek en iyi yollardır. Cep telefonlarına ve bilgisayarlara kilitlenen insanlar buralardan aldıkları temelsiz ve zahmetsiz bilgilerle, fırsat buldukça çok fazla konuşuyorlar. Oysaki dinlemeden konuşmak dostluğun ve insan ilişkilerinin acımasız düşmanıdır.